Başlıktan da anlaşılacağı üzere kitap fuarı yazısı olacak. Ama anlatacaklarımın yarısından fazlası büyük ihtimalle kitap fuarıyla ilgili olmayacak.
Her neyse, başlayayım!
Dün akşam saatlerinde Facebook'ta dolaşırken Sena'nın (blogu da var OuO ) attığı durumdan kitap fuarının başlamış olduğunu görünce aşırı sevinçle karışık panik yaptım. Normalde bu tür önemli şeylerin tarihini unutmazdım ben!
Sonrasında ise hemen hemen benzer saatlerde gelip görüşmeye karar verdik. Neyse ki, Sena bana numarasını vermişti de ödemeli atıp nerede olduğunu falan sorabildim. OuO (Ben telefon numaramı vermeyi unuttum. Çünkü salağım ben.)
Sonuç olarak gerçekten eğlenceli geçen ilk kitap fuarım oldu. (3 yıldır falan gittiğimi sayarsak.. Yani.) Her ne kadar kitap listem olmadan gittiysem de aklımda olan birkaç kitap vardı ama para sınırını aşınca annemin kızmaması açısından almamaya karar verdim. Ayrıca HALA okuduğum kitabı bitiremedim. Bu yüzden yeni kitap almaya hakkım olmadığını düşünüyorum.
O yüzden geçen yıl olduğu gibi sadece Gerekli Şeyler standından manga aldım. Normalde Vampire Knight'ın 10. ciltini almayı planlıyordum ama stand shounen manga doluydu!
''Neden shounen manga?! Nedeeeğğn?!'' diye söylenerek gaza gelip Hellsing'in 3. ve 4. ciltini aldım. Ama Hellsing'i severim yani, bu yüzden iyi oldu. Hem indirimli olduğundan normalde ikisinin fiyatı 30 TL gibi bir rakam iken 20 TL'ye almak.. Kitap fuarını sevme nedenim işte bu!
Mininot: Shingeki no Kyojin'in ilk cilti türkçe olarak Şubat'ta çıkıyormuş. Bunu daha yeni öğrenmem ise apayrı bir olay olsa gerek. :')
Ayraçları seviyorum. OuO |
Sena'ya buradan tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Gerçekten çoooook sıcakkanlı bir insan bence. OuO
Ayrıca bayağı uzun bir süredir birileriyle güzel bir anime/manga sohbeti etmiyordum. Çooook iyi geldi. :')
(Her yerde 1.30 boyundaki küçük çocuklar olmasaydı daha iyi olabilirdi. Ayrıca FAZLA KALABALIKTI HÖH.)
Şimdi, yazının kitap fuarıyla ilgili olmayan kısımına geldik. Bu kısım önemli çünkü kısa bir ders vereceğim. (Öğretmen Kitsune)
Öncelikle kitap fuarından çıkıp normalde gitmeniz gereken yoldan gitmelisiniz. Daha sonrasında bir yol ayrımına gelirsiniz ve ''Aaa ben buradan gidersem kesin daha kısa yoldan giderim.'' der, o yol ayrımından sağa dönersiniz. İlerlersiniz ilerlersiniz ve yol size doğru gelmemeye başlar. Ama geri dönmeye de üşenirsiniz.
Artık geri dönemeyecek kadar ilerlediğinizde sola dönen bir yol görünce ''Aha buldum!'' dersiniz ve o yolda yürümeye başlarsınız. Yürürken ayağınızdaki botlar yüzünden isyan edersiniz çünkü çooook acıtıyordur. Bir yol ayrımına daha geldinizde normalde dümdüz gidip yukarı doğru gitmeniz gerekirken tekrar aşağıya inersiniz. Sonuç olarak yürürken ayaklarınız kopacak hale gelir. Kurtarıcınız sizi arayınca ona kaybolduğunuzu ve gelip almasını söylersiniz. Zar zor bekleme yeri olan alışveriş merkezine geldiğinizde bacaklarınızı artık kontrol edemiyorsunuzdur. Bir masaya oturur ve beklersiniz.
Kurtarıcınız sizi almaya geldiğinde ise mutluluktan havaya uçar ama bacaklarınız bu mutluluğu taşıyamadığı için düşersiniz. -düşme kısmı gerçekte olmadı-
Sonuç olarak. BİLDİĞİNİZ YOLDAN GİDİN!
Geçen yılki kitap fuarından daha maceralı bir kitap fuarı oldu. Bu yüzden biraz mutluyum diyebilirim. Doğru yoldan gitseydim daha çok mutlu olabilirdim ama!
Neyse, okuduğunuz için teşekkürler. Bir daha ki yazıda görüşmek üzere~