27 Mayıs 2016 Cuma

Flow - Webtoon


Herkese merhaba.

Şuan saatin 5'e geldiğini söylemiş miydim? Ah, pekala şimdi söylemiş oldum. Peki ne yapıyorum? Güzel soru! Kedili bardak takımı kazandın!
Gözaltı morluklarımı çoğaltıy- *öksürür*
Bu hikaye yaklaşık 4-5 saat öncesine dayanıyor. Masum bir tilki, "Ya benim okuduğum Flow adında bir webtoon vardı. Hazır gelecek hakkında endişelenmem gereken yerde kendime yapacak başka şeyler arıyorum. Bunu bir okuyayım." diye düşündü. Ama yaptığı seçim yanlıştı çünkü bu webtoon ona asla geçmeyecek gözaltı morlukları ve kırık bir kalp verecekti.

Özet olarak bu.
Yani spoiler olmadan ama tabii ki de içimi dökmeden olmaz. O yüzden mümkün olur da uykusuzluktan ölmezsem anılarım/acılarım tazeyken spoiler içerikli bir versiyon daha yazmaya çalışacağım. *yazamadı*

Webtoon'un Diğer İsimleri; 플로우, The Flow; Reflux, 
The Flow; Return, The Flow; Stream
Tür; Aksiyon, Macera, Drama, Fantezi, Shounen, Doğaüstü, Trajedi
Çizer/Yazar; Honey Bee
Yayınlanma Tarihi; 2013
Durum; Sezon 1; 31 Bölüm (Tamamlandı)
Sezon 2: 34 Bölüm (Tamamlandı)
Sezon 3; 37 Bölüm (Tamamlandı)
Türkçe Çeviri; ???

Konu;


Bu dünyada, her çocuk bir tanrının altında doğmaktadır. Bazı tanrılar diğerlerinden daha güçsüzdür. Bazı tanrılarsa diğerlerinden daha güçlüdür.
Güçsüz tanrıların altında doğan çocuklar toplumda işe yaramaz sayılırlar ve liseye gidemezler. Bunun yerine, orta okuldan sonra işe girmeleri gerekmektedir.
Bu dünyadaki liseler güçlü tanrıların altında doğan çocukları eğitmek içindir.Sadece tek bir şey ortaktır: Eğer gerekli bedel ödenirse herkes büyük bir dilek dileyebilir. Lee-Rang zamanda bir gün geri döner, ve bunun bedelini fazlasıyla öder. Dileğini tersine çevirmek için onun liseye gitmesi ve kedi tanrının güçlerini tekrar kullanmayı denemesi gerekir.


 ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Pekala!

Geldik tilkinin tıkandığı yere, spoiler vermeden bir şeylerden bahsetmek bazen zor olabiliyor ama elimden geleni yapacağım.

İlk söyleyeceğim şey, bu webtoonu gerçekten beğendiğim. Bu saate kadar ayakta kaldığıma ve kalacağıma kesinlikle değdi. Güzel zaman geçirdim.

Ancak daha önce okumam gerektiğini falan düşünmedim çünkü son bölüm 22 Mayıs'ta verilmiş. Eğer ben bunu daha önce okumaya başlasaydım her hafta bölüm beklemek zorunda kalacaktım ve bu bir felakete yol açabilirdi. (2 ay boyunca Distant Sky bekleyip 5-6 bölüm sonra boktan bir son ile kandırılmış hisseden tilki bir örnektir.)


Cidden bu tür webtoonları ve ya mangaları beklemeyi sevmiyorum. (Neden anime değil çünkü heyecanlanmıyorum artık. Koutetsujou no Kabaneri'de azıcık heyecanlandım şimdi onun heyecanı da bitti, içim ölüyor.)

Aslında hem seviyorum hem sevmiyorum, hani çişinizi tutarsınız tutarsınız sonra tuvalete gittiğinizde aşırı rahatlarsınız ya o yüzden seviyorum. (Bölümün gelmesi rahatlama etkisi yaratıyor yani.)

Ama bölümün sonunda feels dalgası tokat gibi çarpıyor ve kendinizi yerde parçalara ayrılmış bir kalp ile salya sümük ağlarken buluyorsunuz. (Ben genelde içten ağlarken buluyorum.)


Hikaye hakkında pek fazla konuşamayacağım ama çizimler hakkında 2-3 şey söyleyebilirim. Çizimler cidden güzel, yani özellikle tanrıların çizimleri çok "güzel" karakter tasarımları falan da gayet hoş. Webtoonlarda genel olarak karakterlerin tipleri çok hoşuma gidiyor. (Renkli olduklarından belki.) Yine de en basit sahnede bile "aşırı" dandik çizimler yoktu. Son zamanlarda çıkan birkaç webtoon da var bu olay ve bu beni biraz üzmekte.

Bu sahne cidden komikti. xD(Çeviri;
"Euijin Gye (Yaş 9)"
"Dileğimi gerçekleştirmek için mi buradasın?"
"Tavuğun çocuğu tavuk yiyor..."
"Evet... Peki, dileğin nedir?"
*gözyaşı akar*) 

Evveet, düşüncelerim -spoilersız olarak- bu kadar. 
Ama ondan önce, bu webtoonu öneriyor muyum ?
Evet, öneriyorum. Son bölümüne kadar severek okudum, eğer okuyacak olan varsa umarım benim gibi severek (arada lanet ederek de olur) okursunuz~!
Umarım iyi bir gün geçirirsiniz, bir sonraki yazıda görüşmek üzere~!
(Az önce epilogue geldi ve kendimi aldatmış hissediyorum. O sonu sevmiştim ben, neden yani neden?!)



15 Mayıs 2016 Pazar

İzmircon Yazısı Olmayan İzmircon Yazısı

Herkese merhaba.
Bir önceki kimsenin görmediğini umduğum yazı için özür diliyorum. Biraz fazla duygusal ve saçmaydı, bu yüzden yok oldu.

En son yazdığım güncelleme yazısından sonra merak edenler vardır diye yazıyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki, ilginç hiçbir şey olmadı.
Neden mi ?

Çünkü sadece pazar günü gidebildim ve Ib cosplayimi bir kez daha yapmadım. Çünkü etek gelmedi. :DD Ve elimde olan etek anlamsızca dardı. (Şimdi kimse "Sen şişko olmayasın." demesin, diyenler kahve fincanını kafasına yiyebilir.) Sonuç olarak kırmızı lenslerimle etkinlikte genelde oturarak ve anlamsızca etrafta gezinip cosplay yapan insanlara dik dik bakarak geçirdim.

Suki ve Annabeth (umarım doğru hatırlamışımdır emin olamadım şimdi) 'de vardı, öyle işte. Fazla bir aksiyon yaşamadım.

Birkaç defa, "İnsanlar çok uzun." "Ahh, ne kadar güzelleer~" "Şüşkoyum ben." diye triplere girdim. Ama gitmem iyi oldu bence, fazla sosyalleşme imkanım olmasa da insanların arasındaydım.

Güzel cosplayler olduğunu söylemiş miydim?
Özellikle gözüme çarpan biri olmadı, zaten olsaydı da gidip fotoğraf çekilmek için soramayacaktım çünkü fazla utangacım ve kendime güvenim eksilerde.

Neyse ya, sonraki etkinlikler için alıştırma oldu. Artık bir sonrakine cosplay yaparak giderim, tabii ki gidebilirsem.

Hala öz güven problemleri yaşıyorum.. Umarım bir gün biterler..
Bu da patates tadındaki yazının sonu ama ben bu yazıyı yayınlamayı unutmuşum, çünkü aptalım. Danganronpa'nın ilk oyununu bitirmek ile çok meşguldüm çünkü.
Ama bitirdim sonunda, belki birkaç şey yazabilirim ?
Neyse, kendinize iyi bakın. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!


3 Mayıs 2016 Salı

Güncelleme #5 | Ichigo

Herkese merhaba.
Saçma sapan ve biraz da güzel geçen günlerin ardından sonunda yazmaya karar verdim. Bu sefer cidden 1 ay oldu. Bu kadarını beklemiyordum.
Aslında yazmaya çalıştım, Bahar Karları hakkında 1-2 şey yazayım dedim ama ne kadar uğraştıysam bir türlü başaramadım.
Lamento'yu deneyeyim dedim o da olmadı, o kadar çok yazacağım deyip yazmadım ki arkadaşım hafiften dalga geçti. (Kendisine selamlar buradan~)

2 hafta geçtikten sonra da kendimi zorlamamaya karar verdim, "Canım isterse yazarım. Sonuçta benim blogum." dedim. Şuan nedense kendimi kötü hissediyorum bu konuda sgfhgdf

Pekala, bu zaman içinde neler yaptığımdan bahsedeyim. Büyük bir gelişmedir ki birileri ile buluştum. Acaba kim ? *davullar çalar* Suki ve Kiri ile buluştuk. 10 Nisandı galiba?
Hatırlayamadım şimdi dsfkjsdfk
Şuan bunu yazmak bile garip, ilk karşılaşma -bana göre- acayip garipti. "Kesin yanlış bir şey yapacağım." diye düşünmekteydim ama her şey iyi gitti?

Neyse, oynadığım oyunlardan bahsedebilirim.
Katawa Shoujo ve .flow'u oynamaya başladım. (Ib'yi de maraton yaparak tamamen bitireceğim.) Ama hala bitmiş değiller.
Çünkü oyun oynamayı bile canım istemiyor bazen, saçma sapan gereksiz şeylere bakmak daha çok hoşuma gidiyor.

Ah, bu arada Katawa Shoujo ve .flow başladığım tek oyunlar değiller. Freedom Wars ve Danganronpa'nın ilk oyunu da var. İndirim de diye ikisini de aldım. (Aslında Akiba's Strip alacaktım Freedom Wars yerine ama komik bir hata oldu. O yüzden indirim bitmeden onu aldım.)

İlk başta Freedom Wars için, "Kesin oynayamam." "Çok hareketli bu ya!" "Visual novel tarzı oynayan insanım ben yapmayın ya.." gibi düşüncelerim vardı ama sonradan alıştım? Yakın mesafeli silahları kullanması bayağı kolaymış. Ama oyun biraz zor, ilk başta çok zor gibi geliyor ama çok zor değil az zor.,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, (Bu virgülleri Gölge yaptı o yüzden bırakmaya karar verdim.)

hahaha çok komik, hahaha..


Geçen hafta Touken Ranbu'ya tekrardan sardım. Böyle 1-2 hafta devamlı oynuyorum sonra uzun bir süre hiç bakmıyorum. Dönem dönem yani ama bu sefer devamlı(?) oynamaya kararlıyım.
Zaman geçmiyor ya, cık cık.
İşte geçen hafta Ichigo ve Ishikirimaru (galiba adı buydu) 'yu düşürüdüm. Aslında Tsurumaru düşürme çabalarındaydım ben, hatta "Kesin Tsurumaru gelecek, hehe." diye heyecanla açtım. Bir baktım Ichigo.
AMANIN!
Sevindim ama geldiğine, çok beyefendi bir karakter. Ahlaklı(?) bir abimiz.

Daha fazla uzatmayayım. Malum Izmircon var bu hafta sonu (strese girdim), her şey yolunda giderse sonunda Ib cosplayi yapabileceğim. İlk ve son, haha.
Her şey yolunda gitmezse de normal(?) bir şekilde gelip ortalıkta anlamsızca dolaşacağım sanırım. Gerçi her türlü anlamsızca dolaşacağım. Yeey.

Neyse efendim, bu da bu yazının sonudur.
Ekleyeceğim bir şey kalmadı. Bir oyun veya kitap bitirdiğimde falan tekrar yazabilirim umarım. O zamana kadar kendinize iyi bakın~
Bir sonraki yazıda görüşürüüz~!

Not; Hasta hissettiğimi söylemmiş miydim ? Önerisi olanlar yazabilirler, hasta olmak istemiyorum. :')