Depresif tilkiniz geri döndü!
Bu sefer biraz farklı bir şey yapacağız, Ayanami Rei Expy yazısını hatırlayan vardır belki, hem ona devam olması açısından hem de burayı biraz daha güncel tutmak için internette bulduğum ilginç/korkunç şeyleri gerekli kaynaklardan çevirerek paylaşmak istiyorum.
(İlham kaynaklarım Shuu-san ve Mösyö Pikselans. Shuu-san'ın japon şehir efsaneleri yazılarına ve Mösyö Pikselans'ın da Creepypastalar/Rivayetler hakkında yaptığı videoları izlemeyi unutmayın!
-nedenböylesaçmaşekildeyazıyorumbenaağh-)
Anime izlerken bir anda aklıma sabah izlediğim video geldi, Annie96 is Typing tepkisi videosu izlemiştim. Annie96 is Typing bir creepypasta. Ama ama ama benim bahsedeceğim şey bu değil. Daha ürkütücü bir şey.
Kendi kendime dedim ki, "Bu beni yeterince korkutmadı, ben Know Your Meme'de gezinip daha ürkütücü bir şey bulayım."
Bayağı kaşındım sanırım çünkü başlıktan da anlayacağınız üzere "Tek Kişilik Saklambaç" adı verilen bir şey buldum. Aslında bu "oyun" hakkında yazmamın sebebi rpg maker korku oyunlarını az çok oynayanların en azından duymuş oldukları bir oyun olan Paranormal Syndrome'da da bu olayın olması.
Her neyse, lafı uzattım. Umarım okurken eğleni- Pardon, irkilirsiniz~!
Tek Kişilik Saklambaç, (ひとりかくれんぼ - Hitori Kakurenbo, One-Man Hide and Seek) aslında bir Japon şehir efsanesi olan ritüele dayanıyor. Ritüelde bir insan bedenini ele geçirmek için öylece gezinen ruhlardan birine insan bedeni yerine bir bebek veya bir peluş oyuncak bedeni vererek onu çağırıyorsunuz ve saklambaç oynuyorsunuz! Ne güzel değil mi?
Bu ritüelin nasıl yapıldığını Saya in Underworld isimli blogdan yardım alarak yazacağım. Ama denemenizi kesinlikle önermiyorum. Açıkçası bu yazı için okuduğum birkaç creepypasta bile beni korkutmaya yetti de arttı bile. Her ne kadar creepypastalar pek gerçekçi gelmese de işin içine japon şehir efsaneleri girince korkunç oluyor.
~~~~
İhtiyacınız Olanlar;
+ Kolları ve bacakları olan bir bebek/peluş oyuncak
+ Biraz pirinç (bebeğin/peluş oyuncağın içini dolduracak kadar)
+ Bir iğne ve kırmızı bir ip
+ Keskin uçlu bir obje (bıçak, cam kırığı veya makas gibi)
+ Bardak dolusu tuz (doğal tuz en iyisi olur)
+ Saklanacak bir yer (tütsü ve ofuda ile arındırılmış olması tercih edilir -ofuda bir tür tılsım-)
Hazırlık;
1. Bebeğin/peluş oyuncağın içindeki pamuğu (veya içinde ne varsa) tamamen çıkartın ve içine pirinç doldurun. *1
2. Tırnaklarınızın birazını kesin ve bebeğin/peluş oyuncağın içine koyun ve kırmızı ip ile dikin. Dikmeyi bitirdiğinizde kalan iple bebeği/peluş oyuncağı bağlayın. *2
3. Küveti suyla doldurun.
4. Saklanma yerine bardak dolusu tuzu yerleştirin. (Tilki Notu; Sanırım burası tuzlu "su" olacak.)
Nasıl Yapılır;
1. Bebeğe/Peluş oyuncağa bir isim verin. (Kendi isminiz dışında herhangi bir şey olabilir.)
2. Saat sabah 3 olduğunda bebeğe/peluş oyuncağa üç defa "(kendi isminiz) ilk ebe!" deyin.
3. Banyoya gidin ve bebeği/peluş oyuncağı su dolu küvete koyun.
4. Evdeki tüm ışıkları söndürün, saklanma yerine dönün ve televizyonu açın.
5. Gözünüz kapalı 10'a kadar saydıktan sonra, elinde keskin uçlu obje ile banyoya geri dönün.
6. Banyoya geldiğiniz zaman bebeğe/peluş oyuncağa, "Seni buldum, (bebeğin/peluş oyuncağın ismi)!" deyin ve elinizdeki keskin uçlu objeyi ona saplayın. *3
7. "Sıradaki ebe sensin, (bebeğin/peluş oyuncağın ismi)!" Deyin ve bebeği/peluş oyuncağı yerine koyun.
8. Koyduğunuz gibi, saklanma yerine geri koşun ve saklanın.
Nasıl Bitirilir;
1. Tuzlu suyun yarısını ağzınıza dökün (yutmayın, ağzınızda tutun)*4 ve saklanma yerinden çıkıp bebeği/peluş oyuncağı aramaya başlayın. Bebek/peluş oyuncak kesinlikle banyoda değil. Ne olursa olsun tuzlu suyu tükürmeyin.
2. Bebeği/peluş oyuncağı bulduğunuzda, bardaktaki kalan tuzlu suyu üzerine dökün, ayrıca ağzınızda bulunan tuzlu suyu da ona püskürtün.
3. Üç defa "Ben kazandım," deyin.
Bu ritüeli bitirmeli.
Bundan sonra bebeği/peluş oyuncağı kuruttuğunuzdan, yaktığınızdan ve attığınızdan emin olmalısınız.
- En Önemlisi
Lütfen bu ritülin ortasında durmayın. Sonuna kadar yapmalısınız.
Bu çok tehlikeli bir ritüel ve denediğiniz zaman başınıza bir şey gelirse bundan ben sorumlu değilim.
Aklınızda bulunması gereken diğer şeyler;
- Ritüeli bitirene kadar evden dışarı çıkmayın.
- Bütün ışıkları söndürmelisiniz.
- Saklanırken sessiz durun.
- Ağzınızda sürekli tuzlu su olmasına gerek yok. Sadece ritüeli bitirirken yapmanız gerek.
- Unutmayın, eğer birileriyle yaşıyorsanız onları da tehlikeye atabilirsiniz.
- Bu ritüele bir veya iki saatten fazla devam etmeyin.
- Güvenlik açısından, bütün kapıların kilitli olmaması iyi olur.(Dış kapınız dahil.) Ayrıca eğer ihtiyacınız varsa tehlikeli bir anda yardımcı olmaları için birkaç arkadaşınızı yanınıza alabilirsiniz. Yakında telefon tutmak da iyi bir fikir olabilir.
*Notlar;
*1 - Pirinç iç organları temsil ediyor. Ayrıca ruhların ilgisini çekiyor.
*2 - Kırmızı ip kan damarını temsil ediyor. Bu ruhu/ruhları bebeğin içine mühürlüyor.
*3 - İpi keserek mühürü kırıyorsunuz ve ruhu/ruhları serbest bırakıyorsunuz.
*4 - Eğer tuzlu su olmadan saklanma yerinden çıkarsanız, evinizin içinde size bir şekilde zarar verebilecek "oralarda gezen şey" ile karşılaşabilirsiniz. Görünüşe göre "oralarda gezen şey"in varlığını hissetmenin yolu, televizyona neler olduğunu izlemekmiş.
~~~~~~~
Evet, ritüelin nasıl yapıldığı hakkındaki şeyler bu kadar. Umarım kimse denemez.
Nasıl yapıldığını okumak bile tüylerimin diken diken olmasına sebep oldu.. Belki de çok korkak olduğumdandır. Gerçi -önermiyorum ama- Youtube'da şu videoya baktıktan sonra ve yorumları biraz okuduktan sonra en azından birazcık korkmuşsunuzdur diye umuyorum. (Notlar kısmındaki 4. maddedeki "televizyonu izleme" kısmı. Saya-san ritüel başladıktan 40 dakika sonra olduğunu söylemiş.)
Pekala, şuan öğlen ama evde tek olduğum için şuan bayağı korkmuş hissediyorum. Ama kendim kaşındım, sonucu da bu oldu..
Neyse, benden bu kadar. Alta Gölge'nin fotoğrafını bırakacağım, çünkü bugün Gölge'nin doğum günü! 4 yaşına girdi! Tam bir amca oldu. (Ayrıca o kadar korktuktan sonra kedi fotoğrafına bakmak iyi bir fikir olabilir..)
Bir sonraki yazıda görüşürüz~!