20 Nisan 2015 Pazartesi

Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu | Ne diyeceğimi bile bilemiyorum..

Herkese merhaba~
Blogda bulunan ikinci kitap yazısı olsa gerek. Aradan uzun bir süre geçtiğinden garip hissettiriyor bir kitap hakkında yazmak.
Her neyse, Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu.
Yanlış hatırlamıyorsam 2014'ün Kasım ayı gibi almıştım, Kısa bir süre önce de bitirdim. Neden bu kadar uzun sürdüğünü tam olarak bilmiyorum. Ama anlaması benim için biraz zor bir kitaptı. Bunun yaşımdan olduğunu varsayıyorum. (Belki de genel olarak anlaması zordur. Bilemeyeceğim.)
Öncelikle kitabın kapağından başlamam gerek sanırım.

Bu sefer internetten almak yerine direkt olarak kendi kitabımın fotoğrafını koymayı tercih ettim. Ayrıca internetteki fotoğrafların pek kullanışlı olduğu söylenemez. (Görüntü kalitesi için üzgünüm. Akşam çekmek zorunda olunca..)

Kitabın kapağı benim hoşuma gitti.
Ne bileyim.. Tek boynuzlu falan.
Hoş gibi.
Kitabın kapağından bahsetmek fazla garip.. Bu yüzden kitabın kendisine geçiyorum.
~
Şunu söylemeliyim ki 564 sayfalık olan bu kitaba ilk başladığımda feci sıkılmıştım. Kitapta Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu adlı iki kısım olunca kafam karışmıştı ve sıkıntı artmıştı. Ama son 200 sayfaya geldiğimde kitap daha heyecanlı olmaya başladı vee bitti.

İlk defa sıkıcı gelen bir kitabı bitirmeyi başardığım için kendimi tebrik ediyorum. Gerçi sıkıcı denemez. Sadece.. Son 200 sayfaya kadar biraz durgun geçti. Ama yine de güzeldi.

Ah, kitapta iki ayrı kısım olduğunu söylemiştim değil mi ?
En çok hoşuma giden kısım Dünyanın Sonu kısmı oldu. Betimlemeleri diğer kısıma göre daha fazla olduğundan benim çok kolay hayal edebildiğim bir dünya oldu. O kadar hoşuma gitti ki..
Açıkçası sonsuza kadar yaşamak isteyeceğim bir şey olabilir. Sakin, sessiz ve huzurlu.

Kendimi kitabın dünyasına o kadar kaptırdım ki, bittikten sonraki birkaç gün kendime gelemedim desem doğru olur. ''Neden Dünyanın Sonunda yaşamıyorum ki?!'' deyip ağlamadığım kaldı bir.
Cidden etkiledi.
Hele sonu.. (Dayanamayıp beyaz ile spoiler yazar.) Hayatımda gördüğüm en en en en en en en havalı ölme şekliydi. Öyle ölmeyi kim istemez ki.. Ah ah!
Bunu da yazdığıma göre rahat rahat artık bitiş kısmına geçebilirim.
Kitap hakkında bahsedebileceğim fazla şey yok. Yazıyı fazla fazla uzatmak için kendimi zorlamayacağım. Okuduğum için asla pişman olmayacağım bir kitap.
İyiydi, güzeldi, hoştu.
Keşke bitmeseydi diyemiyorum çünkü güzel bir şekilde bitti.

Neyse, daha fazla saçmalamayayım ve kitabın arkasında da bulunan alıntıyı yazarak bu yazıyı bitiriyorum.
Tüm saçmalıklar için üzgünüm. Kendinize iyi bakın~
''Çektiğin acıyı ben de anlıyorum. Fakat bu herkesin başından geçiyor. O yüzden senin de katlanman gerek. Sonrasında kurtuluş geliyor. O zaman artık sen, hiçbir şeyi dert etmeyecek, üzülmeyeceksin. Hepsi kaybolup gider.
Geçici heveslerin hiçbir değeri yok. Burası dünyanın sonu. Dünya burada sona erer, ötesi yoktur. O yüzden sen de artık hiçbir yere gidemezsin.''

2 yorum:

  1. Murakami'nin bu da dahil olmak üzere üç kitabı kaldı okumadığım. (Ama ellerimdeler.) Yeni kitabını beklemek bana işkence gibi olacağından dolayı kitapları araya birkaç ay koyarak okumaya dikkat ediyorum. Kısacası sıkı Murakami bir okuru olarak diyebilirim ki Murakami'nin kitapları pek kolay anlaşılır kitaplar değil. (Ya da en azından, bu yaşlarda. İleride mutlaka hepsini teker teker bir daha okumayı düşünüyorum zaten. Ama doğrusu yazarın (Tüm kitapları yaklaşık zaten.) ya da kitaplarının analizini iyi yapan birine rastlamadım hiç.) Yani bir şeyler anlarsın ama biri "Ne anladın kitaptan? " diye apışıp kalırsın işte. Gene de seversin. Dokunur da. Öyledir işte. En azından benim için... Dolayısıyla yalnız değilsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnız olmadığımı duymak beni gerçekten mutlu etti.
      Yorumun için teşekkürler Alice-san~

      Sil