Acaba beni özleyenler var mıdır? Nedense merak ediyorum.
Sanırım ben buraya daha sık yazdığım dönemleri özledim. Herkesin birbir ayrıldığı, insanların yazı okumak yerine beyin yıkayıcı videolar izlemeyi tercih ettiği yıllardayız sonuçta. Yanlış anlaşılmasın bende izliyorum bu beyin yıkayıcı videoları. Ama nedense her seferinde bir şeyler yanlış geliyor.
Sonrasında yine okuyacak bir şeyler arıyorum.
Dandik genderbender mangaları beni buluyor ve onları okuyorum. (Cidden fazla dandikler..)
Uzun zamandır shoujo manga okumadım veya seinen türü bir manga. Aslında fazla bağımlılık yapar diye korkuyorum. Çünkü şeytan üçlüsü (Oyasumi Punpun, Aku no Hana, Koe no Katachi) beni yeterince yerden yere vurmuştu. Üstüne bir de bu üçlünün kardeşi olan manga ile gerçekliğe olan bağlantım %2 oranında daha da zayıflamıştı.
Sanırım şuan o bağlantıyı biraz güçlendirebildim..
Hayat zor.
Aslında şöyle diyeyim, hayat benim gibi zihnini her şeyin zor olduğuna şartlamış biri için zor. Dışarı bile çıkmaya korkar oldum. Evet, ciddi ciddi dışarıya çıkmaktan korkuyorum. İnsanların arasında olmak beni rahatsız ediyor. Sanki daha öncekinden 10 kat daha çok üzerimde bakış hissediyormuşum gibi oluyor.
Ah, tetikleyici olduğu için özür dilerim. Kendinizi kötü hissetmeniz için herhangi bir sebep yok. Sonuç olarak iyi günler, iyi saatler ve iyi dakikalar oluyor hayatımızda.
Bende mutluyum, yani genel olarak.
Okul konusunda genel olarak dışkıyı çoktan sıvamış ve kurumasını bekliyorken acı çekiyor olsam da bu böyle.
Kendi yaptığın yanlışların sonuçlarını kendin çekmek zorundasın.
Çok sevgili bir arkadaşım sayesinde Vanitas no Carte okumaya başladım. Acı ve mutluluk verici bir manga, yakın zamanda Pandora Hearts'ı da okuyup bu acıyı 10 katına çıkarmayı planlıyorum.
Bunlar dışında yeni kitaplar aldım.
Sanırım okumaya en çok heyecanlandığım Hayvan Mezarlığı ve Koleksiyoncu.
Hayvan Mezarlığı küçüklüğümden beri annemler tarafından filmi bol bol anlatılan bir kitap. "Madem o kadar övüyorlar filmini ve ne kadar ürkütücü olduğundan bahsediyorlar. O zaman bende kitabı okuyayım!" deyip aldım.
Koleksiyoncu ise.. Bir şarkının hikayesinde o kitaptan ilham alındığını öğrenince merak edip aldım. (pssst)
İki tane daha kitap var ancak sır~
Çünkü biri ödevim için, diğeri ise süpriz.
Haha, cidden kendimi aptal hissettim nedense..
Neyse, umarım herkes iyidir ve iyi olmaya devam eder.
Daha sonra belki tekrar görüşürüz~
De ayrı.
YanıtlaSilGrammer Nazisi.
Silnoé'nun resmini gördüğüm gibi koştum geldim kitsune.
YanıtlaSilşu an içim içime sığmıyor. mangayı daha aylar evvel myanimelist'de ana karakterin bir çizimini görüp "tanrım, karakterin kılığı harika. Mochizuki-sensei beni bir kez daha büyüledi. öyle ki tüm sevdiğim herşeyi bu seriye toplamış bir de kadın. 19. yy. vampirler, uzun saçlı karakter -ehem-" diye düşünürken, ilk bölümünün çıkmasıyla açıp "haaa, nasıl yani. yine miii! Mocihizukii!" havasına girdim. çünkü noé'nun ne dediği malum. neden noé? hıı, neden? son birkaç bölümdür yalnız Vanitas ile Noé'nun rollerinin değişmesi çok tatlı değil mi? başlarda Vanitas, Noé'ya gücünü bana ödünç ver diye peşinde dolanırken sonralarsa tam tersi bir ilişkileri olması gülümsetti. vede mangayı okurken yer, yer Pandora Hearts'dan sahnelere de rastlamam bana Oz karakterinin sıklıkla dediği gibi nostaljik bir his veriyor.
şu an bir an evvel yarın olup yen press'in google store'a yeni sayıyı koymasını bekliyorum. vede hissetme ki ama. samimiyim, okurken yazdıklarını rahatladım bir nevi.