15 Ağustos 2015 Cumartesi

Korku Mimi | Yaşasın korku?

Herkese merhaba.
Bu mimi ''bence'' kimse okumayacak, sıkıcı bir mim olduğundan değil. Aksine okuduğuma göre eğlenceli bir mim. Ancak benim cevaplarım fazla klasik olabilir.
Bu arada Psycho-Pass Movie yazısının gittiğini fark ettiniz değil mi? Tekrar yazıp, iki yeni yazı ile geri döneceğim. Evvet, Kitsune çalışıyor!
Yazıyı tekrar yayınladım çünkü onu düzeltecek kadar vaktim yok, ki orada düzeltilmesi gereken bir şey yok.

Neyse, şuan yapılacak bir mim var. Öncelikle Atlantisli(sanırım bu şekilde hitap etmeliyim)'ye çoook teşekkürler~ *-*
O zaman başlayalım~!


1-Geçmişine inip korkularının temelinden başlayalım. Küçükken seni en çok ne korkuturdu?

Klasik ama karanlık.
Bir de babamın izlediği korku filmindeki yeşil kafalı garip yaratıklar. (Öyle bir etki bırakmıştı ki, uzun bir zaman tek başıma uyuyamamıştım.)


2- Peki artık büyüdün ama yinede korktuğun çok şey var. Nasıl bir atmosferde(yerde,mekanda)bir gece yarısı yalnız başına kalsaydın daha çok korkardın?

Böceklerle dolu bir yer.
Aslında daha çok uçanlardan ve aşırı büyük olanlarla dolu bir yer. Hatta korkudan ölebilirdim.


3- Kabuslarında ne görürsen bütün gün etkisinden çıkamazsın?

Çok fazla şey var. Ama kesinlikle beynimi yoracak şekilde karışık ve tüm korkularımı içeren bir varlığın bulunduğu bir kabus. Kurduğum cümleden bende bir şey anlamadım ama böyle bir şey sanırım?

4- Düşündüğünde seni ne çok gergin hissettirir?

Kesinlikle Japon Korku hikayeleri..
Düşünmek bile gerilmemi sağlıyor


5- Yurt dışındasın ve ilk Cadılar Bayramı deneyimin. Nasıl bir kostüm giyerdin?


Lady in Red. :DDD


6- Olmasın tabi ama biri/bir şey evine girip seni öldürmek istese nereye saklanırdın?

Dolaba falan. Ama büyük ihtimalle direkt bulunurdum. ;w;

7- Ruhani varlıklar sence gerçekten aramızdalar mı?

Olabilir.


8- Yaşadığın en kötü his nedir ?

Üzerimde bir böcek gezinmesi. :))
Hemde 2-3 defa :))))


9- Bir korku filminin olmazsa olmaz unsuru ne olmalıdır sence ?

Korkutucu küçük çocuklar.
Kabuslarımdan/Kabuslarımızdan fırlamış acayip yaratıklar.
Birden fırlayan hayaletler.


10- Hiç doğaüstü olduğunu düşündüğün bir durum yaşadın mı ?

Olabilir belki, ama psikologum ''bu tür'' şeylerin gerçek olmadığını söylemişti ve korkmama gerek olmadığını da belirtmişti. O yüzden hayır da olabilir.


~~

Evveeet, bu miminde sonuna geldik.
Yine mim'i, Kaiya'ya yolluyorum. <.<
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere kendinize iyi bakın~

13 Ağustos 2015 Perşembe

Psycho-Pass Movie | Yazmasam Olmayacak Olan Yazı -Kitsune'nin Aşırı Fangirl Cümlelerini İçerir-

Herkese merhaba~!
Pekala uzun zaman sonra bekliyordunuz ama Psycho-Pass'ın filmini izledikten sonra spoiler makinesine dönüşüp etrafa bunları saçmak yerine daha masum bir şekilde burada saçmaya karar verdim.
Bu yüzden, filmi izlememiş olanlar.. Lütfen izleyin.

(kız demiş ne kadar etkileyici bir film kapağı)
Birileri bilir mi bilmiyorum ama Psycho-Pass kesinlikle bayılarak izlediğim, izlerken manyak manyak hareketler yaptığım, aşığı olduğum bir anime.
Neden bu animeyi sevdiğimi inanınki bilmiyorum. Gintama ve Natsume Yuujinchou'yu seven biri bağırsakların hemen hemen çoğu yerde bulunduğu polisiye bir animeyi aşırı derecede seviyor.
GARİP DEĞİL Mİ.
Animeyi sevmemin nedeni bağırsak kısmı değil. Bağırsaklara herhangi bir ilgim yok.
Aşırı kanlı animelerden hoşlanan biri de değilim.
Polisiye.. Belki.
Bilmiyorum ama bu anime cidden sevdiğim bir anime.


Az çok takip edenler filmin Ocak aylarında falan çıktığını biliyordur. Yani, gerçekten uzun süredir bekliyordum. Gintama'nın filminde de öyle olmuştu, uzun süre beklemiştik ama gerçekten iyi bir filmdi.
BU DA ÖYLE. KESİNLİKLE ÖYLE.
Bu filmden sonra hem üçüncü bir sezon çıkmasını, hem de çıkmamasını ve rüyalarımda kendi kendime bir senaryo oluşturup mutlu, normal, kötü ve gerçek son olmak üzere 4 farklı son ile kendim bitirmeyi istedim.
Ama üçüncü sezon çıkacak gibi bir his var içimde.
Kougami'yi gördük yani, imkanı yok bırakmazlar.

Kougami demişken.. Makishima var ya.
Onu da görüyoruz. *lenny face*

Ama Kougami'nin hayaleti olarak. lol
Bu sürenin kısa olması üzücü gerçi ama.. Yani normal bir şey.





Mininot; Bu neden ingilizce altyazılı izlemedin diyenler/diyecekler için. İkinci sezonun finalini hem ingilizce hem türkçe altyazılı izlediğim halde anlamamıştım. Psycho-Pass benim ingilizcemi/anlama kapasitemi arada aşıyor. O yüzden. 

Neyse, Kitsune içini dökmeye devam.
Birinci sezonda gözüken, ikinci sezonda hikayeye dahil olan ve filmde de gözüken Shimotsuki her türlü sinirimi bozmaya devam ediyor.
Elimde olsa taş ile kafasını ezeceğim, öyle sinirimi bozuyor. Sınırlı karakter nefret listemin ikinci sırasında yer alıyor. (Birinciliği Shinji'ye ayırdım tabii ki.)
Ama ''her yerde olabilecek sinir bozucu insan'' tipinde olduğundan ve ikinci sezonda az dengesiz olduğundan normal bu.

Kişiselnot; KİM BUNU DEDEKTİF YAPTI LAN?!


Bu filmde açıkça söylemem gerekir ki, arada ciddi fangirlledim.
Benim garip bir olayım var, başkalarının fangirllediği karakterlere ''Ne var bunda?'' deyip tepki bile vermiyorum yada ''Yakışıklıymış.'' deyip geçiyorum. Benim fangirllediğim karakterler daha çok.. Gintama'dakiler veya Psycho-Pass'daki Ginoza..

Bir an gerçekten burnum kanayacak sandım. Bilgisayarımın önündeki yastık olmasa alnımı yarabilirdim.


GINOZA BENİ ÖLDÜRECEK MİSİN
SÖYLER MİSİN ACABA

Cidden..
Ya neden.


Nicholas'dan bahsetmesem olmaz.
Filmin kötü adamı sonuçta.
Filmin kötü adamı olması ve filmin sonunda belden yukarısının Ginoza tarafından vurulup patlaması, daha sonrasında ise beyninin dağılmış parçalarının bile gözükmesi fanartlarının olmadığı anlamına gelmiyor.

Hayır, cidden neden var merak etmiyorum değil.


Neyse, tüm bunları geçersek film gerçekten izlemesi bile keyifli olan bir şey. Daha iyi bir kalitede olan versiyonunu bulursam tekrar izleyebilirim. -ki izlediğim şeyi tekrar izleyemiyorum-
Bu yazınında sonuna geleyim.
Saçmaladığım için üzgünüm ama bu gerekliydi. (Gerçi her türlü şekilde spoiler vereceğim ama en azından herkesin görebileceği şekilde değil.

Okumayan herkese teşekkür ediyorum. 
Ama okuyanlara da teşekkür ediyorum çünkü bu yazıya katlanabilen birileri olabilir.
Var mı?
Sanırım olabilir.
Ama umarım yoktur. Çenem hala durmuyor.
Üzgünüm.



-Ekstra-

Nicholas'ın seiyuu'sunun Hiroshi Kamiya olduğunu söylemiş miydim?


12 Ağustos 2015 Çarşamba

Saçmamaçsız Mim | Bir Başka Mim Vakası Daha

Herkese merhaba~!
Tekrardan döndüm. Şu sıralar HALA keyfim yok. Adana'ya birkaç günlüğüne olsa da gelmem ve arkadaşlarımla vakit geçirmem bile işe yaramadı. Çünkü hayatım aşırı belirsizlik içerisinde.. Bu yüzden keyifsizim.
Neyse, bu yazı benim neden keyifsiz olduğum ile ilgili bir yazı değil. Bu yazı mim.
*kurduğu cümle olmayan cümleye baktı*
Mim'e başlamam gerek sanırım...
Suki'ye teşekkür ediyorum ve mim'e başlıyorum!


1- Odanızda veya evinizde orada olduğunu unuttuğunuz bir nesne bulun. Bu  nesne ile bir anınız var mı?

Silah şeklinde bir çakmak!
Bu neden odamda diye sorarsanız, babamın tamir aletlerini koyduğu dolaptan kardeşim bulup çıkartmıştı. Çalıştığını görünce direkt aldım ve el koydum.
Bir ara kağıt falan yakıyordum onunla, eğlenceliydi. Ama şimdi ancak bir şeyler ararken, ''Aaa, bu da burada mıymış?'' dediğim şanssız bir çakmak kendisi.


2- Aklınıza gelen soğuk bir espriyi yazın. Eğer aklınıza gelmiyorsa 2-3 kelime saçmalayın.

Saçmalanmaz, taranır. *lütfen üstüme taş atın*


3- Yine aklınıza gelen biri ya da nesnenin adı ile akrostiş yazın ama yazdığınız akrostiş az ya da çok o şey veya kişi ile ilgili olsun.

S u gibi garip
U mut gibi acayip

Ş imdi ne söylemeliyim
İ çme şunu hayvan gibi
Ş alak mısın acaba
E mzik takayım mı sana
S andıkta bir kedi
İ işim ne burada benim

(neden bu bana oluyor..)


4- Seni kim mimlediyse şimdi onun blogunu -sitesini- açıyorsun ve onun bu soruya verdiği cevaptan ilginç bir kelime seçiyorsun. Ve döngünün devam etmesi için yine ilginç uzun ve saçma bir cümle kuruyorsun. Lütfen ben bir kuş gördüm. Yada bizim evde oyuncak ayı var gibi cümleler olmasın olabildiğince uzun ve saçma cümleler olsun. Hadi saçmalama potansiyeliniz görelim.

Pısırık gibi bakma bana, döverim seni kana kana.

(hayatım ile ne yapıyorum ben.. lütfen sessizce ölmeme izin verin..)


---

3. sorudan sonra bana bir haller oldu. Bu mim cidden acayipti, ne söylemem gerektiğini bilmiyorum. Birilerini mimlemek istemiyorum fsdfhjskf Ama isteyenler yapabilirler. Çekinmeyin lütfen.

Bu arada son günlerde baktığım çoğu blog bir gelişmiş bir gelişmiş, site gibi duruyor maşallah. Ama yine de.. Bilmiyorum. Ben sanırım ''olabildiğince'' sade takılmaya devam edeceğim.

Evvet!
Bugünlük/Bu haftalık/Bu aylık da benden bu kadar.
Ölmezsem tekrar görüşürüz dghsd
Kendinize iyi bakın~!