29 Temmuz 2016 Cuma

Danganronpa 3; The End of Kibougamine Gakuen - Zetsubou-hen | 3. Bölüm Yorumu/Özeti

Herkese merhaba.
Normalde bu yazıyı dün yazmam gerekiyordu ancak dün pokemon avlamaya dışarı gittiğimden planlarda aksama oldu ve bölümü doğru düzgün izleyemedim. Bir de şu sıralar bayağı popüler olan Re Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu'yu bende izlemeye başladım. Düşüncelerimi bir güncel yazısında biraz daha detaylı bir şekilde bahsedebilirim. (Veya bittiğinde, direkt anime hakkında yazabilirim.)

Neyse, asıl yazıya geçelim.

(Bölüm hakkında spoiler içerir.)



İki bölümdür genel olarak komik/eğlenceli geçen anime "sonunda" Hinata'ya odaklandı ve asıl bölümler başladı diyebiliriz.
Bu beni mutlu etti çünkü Kamukura ve Hinata arasındaki bağlantı ikinci oyunda çok da detaylı anlatılmamıştı. Belki de ben anlayamamıştım.
Ama bu bağlantı olaylarının başladığı zamanı görmek çok çok daha iyi anlamamı sağlayacak ve aklımdaki soru işaretlerini yok edecek. (Anime bittiği zaman yani.. Gerçi anime bittiği zaman her şey çözülmüş olacak gibi duruyor.)
Asıl bombaya gelelim.

Geçen bölüm kapanış şarkısı sonrası Fuyuhiko'nun kardeşi, Ultimate Little Sister Natsumi'yi görmüştük. Bayağı nefret toplayan bir giriş yapmıştı. (Ben umursamadım ama bir arkadaşım ona bayağı sinir olmuştu, kendisine merhabalar~!) 
İkinci oyunu oynayanlar kendisine ne olacağını gayet iyi biliyordu.
Evet, Natsumi öldü. Tek bölümde öldü.
Ben biraz daha kalır diye beklemiştim ama bayağı içerik var ki biraz hızlandırmak istemişler. 
Sato'da gözüktü. Yani sonuç olarak Natsumi'yi öldüren kişi o. Sonra o da öldü, kim öldürdü? :)))
Çok basit o yüzden söylememe bile gerek yok.


Neyse ki bu Natsumi'nin ve Sato'nun ölme/öldürülme olayı hemen olup bitmedi, Sato'nun nefretini gördüm yani. Bu beni mutlu etti?
İkinci kısıma gelirsek bu bölüm cidden Hinata üzerineydi.
Ayrıca yine triggered oldum. Neden mi?
Çünkü, Mirai-hen'de yetmiyormuş gibi Juuzuo aynı zamanda bu bölümdeydi. Hinata'yı bayağı dövdü. Cidden aşırı şiddet yanlısı bir karakter.. (Hinata'ya söylediği şeylerden bahsetmiyorum bile, oturduğum yerde üzüldüm.)
#JuuzuoyuDurdurun #triggered


Hinata ve Nanami sahneleri vardı, beraber oyun oynadılar.
Hinata, Nanami'ye "Sen sadece SHSL Gamer değilsin. Çok fazla iyi noktan var." dedi. Orada ben bir "sed laifu" moduna girdim. 
Hinata'yı alıp tüm kötülüklerden korumak istedim. Çok üzücü ya..

Ama sonra..
Hinata deneye katılmaya ve herkesin umudu olmaya karar verdi.
Sonrasında da bölüm bitti!
Yaşasın!
Asıl umutsuzluk şimdi başlıyor!
Gelecek haftalarda sürüneceğiz!
Yeeey!

#ZetsuboiHinata

Her neyse, benden bu kadar.
Geciktiği için çok çok özür dilerim. Umarım bir daha planlarımı düzgün ayarlarım.. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere~!

25 Temmuz 2016 Pazartesi

Danganronpa 3; The End of Kibougamine Gakuen - Mirai-hen | 3. Bölüm Yorumu/Özeti

Herkese merhaba~!
Her gün her gün sıkıldınız ama bu konuda konuşabileceğim tek yer burası, o yüzden yapacak bir şey yok. Neyse, fazla uzatmadan başlayalım.

(Spoiler ve triggered tilki içerir.)


İlk olarak, BİLİN BAKALIM KİM DÖNDÜ!
Aoi Shrineları bozun millet, senaryoyu yazan abiler trolledi bizi!
Aoi yaşıyor yeeeey! (Domates sosuymuş, bıçak da oyunca bıçakmış.)

Peki kim öldü?
Great Gozu. :'D
Aslında ben çok üzülmedim çünkü benim aşırı sevdiğim bir karakter değildi.

Makoto'nun dehşet içerisindeki yüz ifadelerinde koleksiyon yapıyorum.
Bunun dışında bölüm genel olarak aşırı hızlı geçti. 10 dakika falanmış gibi hissettim.
Gerçi ben durup durup, Munakata'nın söylediği her şeye aşırı sinirlenip "MAKOTO'YA BUNU NASIL SÖYLERSİN?! (; ・`д・´)​" moduna girdiğim için bayağı stresli geçti.

Munakata bölüm boyunca "Boş boş konuşma len, salak Makoto!" şeklinde bir tavırda olduğundan sinir katsayım her geçen dakika arttı. -Dışarıdaki dünya farklıymış, gerçek umutsuzluğu kendi görmüşmüş. MAKOTO ORADA HALAY ÇEKİYORDU ZATEN. (; ・`д・´) (; ・`д・´) (; ・`д・´) - 

En son zaten bir saldırır gibi oldu ama dur bakalım.. Bence izlendikleri için öyle davranıyor. Ne kadar asshole gibi davransa da belki bir sebebi vardır diye düşünüyorum. 

Eğer gerçekten tam bir asshole ise ve Makoto'ya öldürme amaçlı saldırdıysa illa biri gelip kurtarır, ana karakter o. Daha 3. - 4. bölümden ölmez.

Munakata'nın artık hain olduğunu pek düşünmüyorum, öyle olsa çok basit olurdu. (Ama yine de şüpheli. Kimseye güvenmemek gerek.)
Daha çok animenin hangi tarafta olduğu belirsiz, umutsuzluk ile "savaşmaktan" başka bir seçeneğin olmadığını düşünen güce kafayı takmış bir karakteri bana göre.


Şüpheli listesi hemen hemen aynı, bizim üçlü (Kirigiri, Aoi, Makoto) dışında çoğu kişi. Zetsubou-hen'de de bulunan Kizakura Kouichi çok şüpheli gözüküyordu. Hain çıkmamasını umut ediyorum çünkü animede bulunan tek karizmatik karakter yapmayın.. Seslendirme sanatçısı da birçok animede duyduğumuz bir ses tonu ve... Aşırı karizmatik..

Gekkougahara ve Aoi'nin yapmaması gereken eylemi öğrendik bir de. (Gerçi Gakkougahara bilekliğini göstermedi ama olsun.) 
Gekkougahara'nın yapmamasını gereken eylemi sağa dönmek, Aoi'nin ise yumruk veya tekme yemek. En tehlikeli kimin tabii ki de biliyoruz. : )

Kirigiri ve Ryouta'nın ne onu merak ediyorum, ikisi de söylemedi çünkü.. Elbet bir yerde çıkacak o! Tilki bir şekilde öğrenecek onu!
Bu arada...
Küt küt atıyoor kalbiim~
(Bu bir şarkıdır, cidden böyle bir şarkı var.
Neden bildiğimi bilmediğim şarkılardan biri.)
Ucundan da olsa Kamukura Izuru gördük.
Mutluyum, mutluyuz..

Bir detay öğrendim bu sahnede, daha önce arkadaşım ile 2. bölümü tartışırken ikinci oyunun karakterlerinin, birinci oyunun karakterlerinden daha büyük olabileceğini söylemiştim. Bu doğru çıktı. Makoto, Izuru ve diğer Ultimate Despair'lar hakkında konuşurken senpai dedi.
Yani düşündüğüm şey doğru çıktı ve bu yüzden mutlu hissediyorum, yeey!
(Mirai-hen'in ikinci oyundan sonrasını anlattığı zaten belliydi, oraya girmeyeceğim.)

Ruruka ve Izayoi hala sinir bozucular. (fukboi & fukgurl)
Seiko.. Seiko'ya bir haller oldu, Ruruka ve Izayoi'yi kovalamaya başladı. Bir ihanet konusu falan geçti orada. (Seiko, Ruruka'ya bir ilaç vermiş sonra kötü bir şey olmuş?)

Ryouta'yı görünce yavru köpek görmüş gibi oluyorum.
Çok tatlısdfsdfj
Juuzou'nun Kirigiri'ye sandalye attığı kısıma diyecek lafım yok.
SANDALYE ATTI YA.
S A N D A L Y E.

Son olarak,

Bu nedir?!
Munakata'nın sesi gibi ama daha farklıydı. N E  O L U Y O R ?!
Bu bölüm başım ağrıdığından olsa gerek daha çok mindfuck yaşadım. En büyüğü de buydu..

*triggered tilki alert* Gelecek hafta Pazartesi günü Munakata'nın gerçek asshole olup olmadığını öğreniriz artık. Lanet pislik. (; ・`д・´) *triggered tilki alert*

İyice dengesizleştiğime göre artık bu yazıyı bitirmenin sonudur.
Kendinize iyi bakın~!

24 Temmuz 2016 Pazar

3. Yıl Özel Yazısı

Herkese merhaba.
Bu geç saate kalmış olan yazıyı yazarken ne hissettiğimi bilmiyorum. Başım ağrıyor sanırım, eve daha yeni geldim ve.. Yorgunum?

Peki neredeydim, ehem ehem.
Suki ile özel toplantılarımızdan birini yaptık. Konu çok gizli olduğu için sizinle paylaşamayacağım, üzgünüm. Ama dünyanın iyiliği için bir şeyler yaptık.
Yeeey!

Tamam, konuyu dağıtmayalım.
Öncelikle yazılarımı okuyan okumayan herkese teşekkür ediyorum. 3 yıl önce hala duran şu yazıyı paylaşmış ve küçük de olsa bir kitleyle düşüncelerimi paylaşmaya başlamıştım. Elbette, çok ilerleyemedim. 1-2 yıl önce kurulmuş olan blogların benden daha çok takipçisi vardır. Ama bu önemli bir şey değil. (Artı bu benim fazla yazı paylaşmamamdan ötürü.)

Kişilik ve çevre olarak çok ilerlediğimi düşünüyorum. Kimin aklına gelirdi buradan tanıştığım birkaç insanla da olsa gerçekte de görüşebileceğim? Benim aklıma gelmezdi.
İnanılmaz bir şey bence, buradan arkadaş edinmiş olmak. (çk tşkkr edrm .s) -çok duygusal, ağlayacağım-

Tek gerçekte de görüştüğüm değil. Gerek başka yerlerden az da olsa konuşan, yazılarıma yorum yapıp benimle iletişim kuran herkese teşekkür ederim. Cevap vermesem bile mutlaka okuyorum, okuyorum ve beni mutlu ediyor.

Her neyse, bu bloga her türlü katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. Umarım bir süre daha devam edebilirim.

Mirai-hen yazısında görüşürüz~!
Kendinize iyi bakın~
Yeeey!

Hope-senpai

Bu yazı Gölge'nin olmayan katkılarıyla yazılmıştır.
Köpeklik yapıyor, deli kedi.


21 Temmuz 2016 Perşembe

Danganronpa 3; The End of Kibougamine Gakuen - Zetsubou-hen | 2. Bölüm Yorumu/Özeti

Herkese merhaba!
Akşam 7'ye doğru bölüm ingilizce altyazılı olarak çıktı. Anlamsız uzun süren indirme işleminden sonra, sonunda izledim ve buradayım! (Evet, animeleri indirerek izliyorum. Anlamsız bir alışkanlık.)

And my life.
Mirai-hen ne kadar ciddi ve gizemli ilerliyorsa, Zetsubou-hen o kadar sakin(?) ilerliyor. Yani Mirai-hen için yaptığım o büyük teori kısmını Zetsubou-hen için yapamıyorum.
Ama minik teorilerimiz var tabii ki! Hiç eksik olurlar mı?

Daha önceki yazıda da söylemiştim ancak 2. oyunun karakterlerinin okul hayatını görebilmek cidden güzel. (Neden mi? Çünkü favorim 2. oyun.)

Bu bölümde de o okul hayatı devam ediyor. Bu bölüm Chiaki bir tık daha ön plandaydı, en sevdiğim. İlginç olan Komaeda'da ilk bölüme göre biraz daha ön plandaydı, çöpler arkaplanda kalmalı. :(
(love-hate arkadaşlar love-hate)

Onun dışında...
Bu bölüm çok lewd..  Ama komikti şimdi, herkesi "o şekilde" görmek, hehe.. Hiyoko hala küçük bir şeytan.

Aydınlanan Chiaki xD

Bir de yine kapanış şarkısı sonu sahnesi vardı bu bölüm. (Herhalde her bölüm sonu olacak çünkü ısrarla bölümün içine koymayı reddediyorlar. Önemli bir yer orası!)
Bu seferki bayağı epikti.

Çünkü önemli sayılabilecek bir karakter geldi. Cidden beklemiyordum bir de, aklımın ucundan bile geçmemişti.
Kuzuryuu Natsumi.

Şimdi Kuzuryuu bir yerden tanıdık mutlaka gelmiştir. İkinci oyunun karakterlerinden ve animede de bulunmakta. Peki Natsumi kim?
İkinci oyunun 2. Bölümünde gördüğümüz bir karakter aslında. Kuzuryuu Fuyuhiko'nun kız kardeşi Natsumi.
İsim olarak hiç bilmiyordum ama görünce direkt tanıdım. "Aa bu Fuyuhiko'nun kız kardeşi!" diye.
Ama bir sorun var.

Neden Reserve Course Student? -türkçeye çevirmeye üşenmek-
Çünkü Fuyuhiko ikinci oyunda free time eventlerinin birinde Ultimate Little Sister olduğundan bahsetmişti.
Hmm, işler ilginçleşiyor gibi.. Umarım bir sonraki bölümde azıcık da olsa bu kısımları da bölümün "içinde" görebiliriz. 5-10 saniye görmek yetmiyor bana. (Her ne kadar iç açıcı olmayan kısımları Mirai-hen'de bolca görsek ve slice of life türü şeyleri sevsem de bu Danganronpa millet, daha fazla umutsuzluğa ihtiyacımız var!)


Pekala, daha fazla söyleyeceğim "ilginç" bir şey kalmadı.
Bu yazıyı okuyan herkesten özür diliyorum. Her şey fazla aceleye geldi.
Kendinize iyi bakın, görüşürüz~!

Bazıları Natsumi'nin Hiyoko 2 olduğunu söylemiş.
Katılıyorum. (Y)


18 Temmuz 2016 Pazartesi

Danganronpa 3; The End of Kibougamine Gakuen - Mirai-hen | 2. Bölüm Yorumu/Özeti

Herkese merhaba.
Yeni bölüm birkaç saat öne geldi, yine indirip biraz soğumasını bekledikten sonra izledim.
Fazla uzatmadan, yazıya geçelim!
(Spoiler Uyarısı)


Bu bölüm...
Güzeldi.

Aslında ne diyeceğimi bilemiyorum, hasta ve yorgunum.
Yeni kuraldan bahsedelim o zaman? Eveeet.

Her karakterin yapmaması gereken bir eylem var. Yaptığı takdirde, kolunda takılı olan bileklik zehir salgılıyor ve karakter bok yoluna gidiyor. Sadece birkaç karakterin yapmaması gereken eylemini gördük. (Makoto koşamıyor mesela, koşmaması gerekiyor.)
Bir de sırf bu kurala örnek olsun diye bir karakter öldü, o konuda üzdüler beni. Hiç gerek yoktu yani. (Senaryoyu yazanlar sadist, başka açıklaması yok.)

Fark ettiğim bir şey daha var, 3. bölüm geldiğinde daha emin olacağım ancak açılış şarkısı karakterlerin nasıl "ölebileceğini" spoilerlıyor. Yukizome'nin öldüğü sahnedeki pozisyonu 

Yani bu bölüm ölen karakt-

Neyse, dediğim gibi.
Spoiler.

Veee Monomi geri döndü, yaşasın!

Şüpheli sayım 4'e çıktı bu arada.
Nedense Yukizome'nin öldüğüne inanmıyorum, sahte gibi geliyor. O yüzden o da şüpheli listemde!

Ryouta zaten başından beri şüphe duyduğum bir karakterdi. Fazla sessiz duruyor. 

Sessiz duran bir diğer karakter de Gekkougahara. (Bana Senjougahara'yı hatırlatıyor, tsuntsun.) Kendine ait bir seslendirme sanatçısı yok, o derece sessiz. Aslında sadece konuşamayacak kadar utangaç, her ne kadar favorim ilan etsem de burada favori karakterler bile şüphelidir!11!

Şüpheli olan diğer karaktere gelirsek Kyousuke.
Nedenim yok, çok asshole gibi davranıyor. Gıcık oldum.


Bu arada Tumblr'daki insanlar bayağı üzülmüş Aoi shrine yapanlar var, ağlasam mı gülsem mi bilemedim. Kişisel düşüncem, kardeşi de öldü kendi de öldü üzücü oldu. Gerçi Yuta bayağı bok yoluna gitmişti, o daha kötüydü bence.

Son bir şey daha.
Açılış şarkısı ölüm şekillerini spoilerlıyor demiştim ya, bir kısım Yukizome'nin ölmediğini düşünüyor. Çünkü açılış şarkısına göre bileği kesik ama birini bölümün sonunda göğüsünde bir silah var.
Aoi ve Daisaku'nun kısmi olarak açılış şarkısındakine uygun şekilde öldüklerini göz önüne alırsak bir ihtimal ölmemiş olabilir.

Bir de, ikinci bölümün ismi var ya. Başa koyduğum. 

"Hang the Witch"


GÜLE GÜLE.

14 Temmuz 2016 Perşembe

Danganronpa 3; The End of Kibougamine Gakuen - Zetsubou-hen | 1. Bölüm Yorumu/Özeti

Herkese merhaba!
Danganronpa çöpü olan tilkiniz geri döndü~! (kyun! demek içimden geldi ama demeyeceğim eyk)
Bu sefer daha erken izledim, ancak 1 saatte ancak izledim. Dakika başı durdurup incelemekten, kesit almaktan ve sürekli başa sarıp anlamsız fangirl moduna girmemden dolayı.. (Aslında sevdiğim her animeye karşı böyleyim..)

Neyse, ufaktan nedir ne değildir ona bir girelim. Sonra bölüm yorumu/özeti gibi olan kısıma geçebilirim.


Mirai-hen gelecekte geçiyorsa, Zetsubou-hen'de geçmişte geçiyor. İkinci oyundaki karakterlerin Ultimate Despair olmadan önceki hallerini görüyoruz. Umarım ilerleyen bölümlerde nasıl Ultimate Despair olduklarını da görebileceğiz.

Bu arada Mirai-hen'in birinci bölümünün ilk dakikaları ikinci oyunun büyük bir spoilerını vermiş. Daha sonra fark ettim. Zetsubou-hen'de az buçuk spoilerlıyor gerçi... Normal olarak.

Öncelikle büyük bir kısım, "Bu ne biçim bölümdü, sırf öğrencileri toplama üzerineydi!" diyecektir. Haklılardır ancak ben nedense eğlendim bu kısımda, normal bir anime olsa bende aynı şekilde tepki verirdim. Ama ikinci oyunun karakterlerini tekrar görebilme heyecanı gözlerimi boyadı, seriyi az çok takip edip oyunları oynayanlarda aynı şekilde hissetmiştir diye umuyorum.

Üstteki paragrafta kurduğum cümle doğru bu arada, ilginç birkaç şey olsa da genel olarak Mirai-hen'de de gördüğümüz Yukizome'nin öğretmen olarak sınıfa gelmeyen öğrencileri (Kuzuryuu, Mahiru, Hiyoko, Sonia ve Mikan dışında herkes oluyor bu.) sınıfa bir şekilde getirmesini içeriyor. Buna rağmen ben bayağı eğlendim, ancan dediğim sebepten ötürü de olabilir. 
Yine de yazı boyunca yüzlerce defa söyleyeceğim şeyi söylüyorum, tüm karakterleri tekrar görebilmek harikaydı!


Bölüm hakkında aşırı fazla şey söylemek istemiyorum, söyleyemem de zaten çünkü basit bir bölümdü. (Kısacık bir sahne hariç.)
O yüzden ilerleyen bölümlerde neler olabileceğini ve hangi karakterleri görebileceğimiz hakkında tahmin yürütmeye çalışacağım.

İlk olarak kısa sahneden başlayalım, kapanış şarkısından sonra (Kapanış şarkısını Megumi Ogata söylüyor bu arada, kulaklarım çok mutlu.) bir grup insan masada oturuyor ve Hinata'nın dosyasını görüyoruz. "Eee, ne var bunda?" diyecekler için açıklayayım. İkinci oyunda Kamukura Izuru ve Hinata Hajime'nin bir olayı vardı. Kamukura Izuru diye adlandırılan kişinin beynini Hinata'ya aktarma durumları gibi bir şeyler oluyor yanlış hatırlamıyorsam.


Peki bu neden yapılıyor?

Bildiğiniz veya bilmediğiniz üzere Hinata'nın bir yeteneği yok. Bu yüzden akademi "Umut Yerleştirme Planı" adı verilen deney benzeri bir şey gerçekleştiriyor ve Izuru'yu Hinata'ya aktarıyor? Bu kısmı inanın bende tam olarak bilmiyorum. Ama bunun nasıl olduğunu göstereceklerdir, bende o zaman çok daha iyi anlayacağım.

Bunun dışında nedense Monoka'yı da bir yerlerde göreceğiz gibi geliyor, ilk bölümlerde olmasa da son bölümlere doğru görebiliriz. (Bilmeyenler için Monoka Another Episode'un baş kötü karakteri(?)

Odaklanma problemi yaşamaya başladım.. Açılış şarkısı hakkında kısaca fikrimi söyleyip bitiriyorum. Mirai-hen'in açılış şarkısı kadar sevmesem de Zetsubou-hen'in açılışı da güzeldi. Beğendim. (Y)

Pekala, benden bu kadar.
Haftaya görüşürüz umarım, yani hastalıktan ölmezsem. Bayağı hasta olacak gibi hissediyorum çünkü, normalden daha fazla sık uykum geliyor falan..
Neyse, kendinize iyi bakın~!

Yaşasın fanservice
Not; Bu arada tahmin ettiğim gibi bir Mirai-hen, bir Zetsubou-hen şeklinde izlemek gerekiyormuş. Daha Zetsubou-hen'in başında, Mirai-hen'in bölüm sonu spoilerını verdi. No Spoiler, Yes Life.

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Danganronpa 3; The End of Kibougamine Gakuen - Mirai-hen | 1. Bölüm Yorumu/Özeti

Herkese merhaba~!
Öncelikle Kiri'ye teşekkür ediyorum. Bu fikri kendisi verdi, -yoksa imkanı yok aklıma gelmezdi- bundan sonra -sürdürebilirsem- bu yazılardan haftada iki tane göreceksiniz. Yeey!

Pekala, büyük ihtimalle ben ve benim gibi insanlar bu animeyi (ve Zetsubou-hen arcını) merakla bekliyordu. Hatta yaz sezonu animelerinden en heyecanla beklediğim animeydi.

İlk başta tarihi 4 Temmuz ile karıştırdığımdan taa Bursa'ya bilgisayarımı falan götürmüştüm. Sonra bir baktım 11-14 Temmuz. Biraz üzüldüm ama zaman çabucak geçti ve ben 1 saat kadar önce Mirai-hen'in ilk bölümünü izledim.

Daha fazla uzatmadan bölüm hakkındaki düşüncelerime geçelim!

Not; Bu anime ana konunun devamı falan değil. Yani "2. sezon nerede? Link atın."  "Neden 3 var? 2. nerede?" "2. sezonu yapmadan 3.'ü yaptılar." gibi şeyleri görürsem itina ile dünyadan kendimi banlayacağım. YALVARIYORUM azıcık araştırın.

Az görsel olsun.
Şimdi, ilk diyeceğim şey güzel bir başlangıç olduğu.
Ben hızlı şeyleri sevmiyorum. Direkt "oyun" kısmından başlasalardı biraz kötü olurdu, eminim benim gibi yeni karakterleri neredeyse hiç bilmeyen birçok kişi vardı.
Danganronpa'da benim için en ilgi çekici kısım karakterler, hepsi genel olarak ayrı kişiliklere sahip. Birbirlerinden farklılar ve bu hoşuma gidiyor. O yüzden karakterleri tanımak önemli.

Belki de bir kesimin beğenmediği şu başlangıçtaki "sıkıcı" kısmı ben beğendim. Olması gerektiği gibiydi, sonuçta oyunlarda da lap diye cinayet olmuyordu. (Hatta ilk oyundaki ilk cinayet kısmı gelene kadar bayağı zaman geçmişti gibi.) Anime ve oyunu karşılaştırmak ne kadar doğru olur onu bilmiyorum. Ortalama her bölümü 20-25 dakika olan anime ile her bölümü en az 2 saat süren animeyi karşılatırmak biraz mantıksız olur.
Sonlara doğru hareketlenmesi bence güzeldi. Ama yarı yarıya da olabilirdi, gerçi o zaman da karakterleri biraz tanıma amaçlı olan kısım yeterli olur muydu? Kafamda delice sorular..
Bir de bahsetmeyi unuttum. Tam olarak konu ne?
Oynadıkları "yeni" oyun nedir?

Animenin ilk bölümünden pek bir şey anlaşılmıyor çünkü, sadece karakterler uyku gazıyla uyutulduktan sonra uyanıyorlar ve ****** 
Ups, bölüm sonu spoilerlarını söylemeyelim.

Öğrendiğime göre, oyunlarda bulunan sistemden daha farklı ve daha basit. Oyunlarda katil en fazla iki kişiyi öldürüyor, katil dışındaki üç kişi cesedi bulduğunda anons yapılıyor ve araştırma kısmı başlıyor. Belirli bir süre içerisinde cesetin durumu, cinayet aleti vb. şeyleri araştırıyor daha sonra trial kısmı başlıyor. Burada tüm karakterler birbiri ile tartışıyor, doğrular ve yalanlar bulunuyor. Sonuç olarak katil bir şekilde bulunuyor ve INFAZ! 
Ama animede farklı bir şey var, animede trial yok.
Şimdi ilk önce bilekliklerden başlayalım. (Another Episode'da Komaru'nun taktığı bilekliklerden değil mi ya onlar?) uyku gazı atılıp herkes etkisiz hale geldikten sonra "biri" veya "birileri" bu bileklikleri tüm karakterlere takıyor. 
Bilekliklerin özel yanı üstlerinde bir geri sayım var, bu sıfıra indiğinde bileklik takılı olduğu kişiye sakinleştirici veriyor. 
Durun, daha bitmedi daha da kötüsü var! Bu Danganronpa, sadece bununla bitmez!

Bu karakterlerin arasında bir hain var ve Future Foundation üyelerini -kısaca karakterlerimizi- teker teker öldürüyor.
Tek yol ile haini bulup öldürmek, kısa öl yada öldür durumu.

Açıkçası neler olacağını çok merak ediyorum. Naegi ne gibi tepkiler verecek, neler yapacak gibi gibi.. Hain kim onu da merak ediyorum, gerçi benim şimdiden şüphelendiğim birkaç karakter var ama onların çıkmasını hiç istemiyorum. (Tahmin ettiğim bir şeyin çıkması beni hayal kırıklığına uğratıyor, bu yüzden.)
Bir sonraki bölümleri beklemek biraz zor olacak.
Başlangıçta ikinci oyunun karakterlerini yani Ultimate Despair üyelerini gördük, bu beni heyecanlandırdı. Tüm karakterleri zaten Zetsubou-hen'de göreceğiz ama yine de ister istemez heyecanlanıyorum.

Bir diğer şey de, Another Episode'daki çocuk karakterlerimizin de kısa bir süreliğine görünmesi.. Arkaları dönük ama olsun arkalarından tanıdım ben onları. (Bu onları Zetsubou-hen'de görebileceğiniz demek oluyor olabilir mi acaba??)

Pekalaaa, saat geç oldu.
Ayrıca ben daha ilk bölümden bu kadar uzatmayı istemiyorum. İlk bölümden beklentilerimi karşıladı.
Umarım yazıyı beğenmişsinizdir, Zetsubou-hen'in ilk bölümünün yorumu/özetinde görüşürüz.
Kendinize iyi bakın~!

10 Temmuz 2016 Pazar

Güncelleme #6 | Gölge Fan Club

Herkese merhabalar.
Uzun zaman oldu, bunun sebepleri.. Yaşamaya çalıştığımdan olabilir, gerçi zamanımın çoğunda yatakta yatıp telefondan saçma şeylere bakıyordum. Ama tanrı bize acımış olsa gerek burası şuan fazla sıcak değil. Oturup yazabiliyorum bunu yani..

İlk olarak haziran'ın ilk haftalarında olan buluşmamızdan bahsedebilirim galiba.. Nika, Suki, Kiri, Annabeth ve bir adet ben odadan kaçış oyununa gitmek üzere buluşmaya karar verdik.
Çok detaylı anlatmayacağım ama bol koşuşturmacalı bir gündü çünkü geç kaldım. O günün ardındaki 2 gün boyunca düzgün yürüyemedim çünkü her yerim ağrıyordu. (Asosyal bir insanı koşturursanız bu oluyor.) Ama benim suçumdu. HER ŞEY BENİM SUÇUMDU.
Ancak aşırı eğlendiğim günlerden biri olabilir, ilk defa tek başıma İzban'a bindim. İlginç bir deneyimdi. Bol bol kedi gördüm falan.. Aslında o gün hakkındaki anılarım çok bulanık.
Çünkü Suki bizi kaçırdı ve organ mayalarına verdi.

Bunu koymam uygun mu bilmiyorum ama YOLO.
(tabiikidebenimkimolduğumbellideğil)

Ondan sonra yakın zamanlı bir şeye geçelim.
3,5 günlüğüne Bursa'ya gittim! Ne yaptım? Hiçbir şeeey! Ama olsun çünkü bayram amaçlı annemin kuzenini görmeye gitmiştik. Bu hafta çarşamba günü akşam 7 gibi döndük.
Fena trafik vardı Aliağa'nın girişinde..
Bir de muhabbet kuşları ile ilgili fobimi yendim. Yani elime almaya korksam da kafama konduğunda çıldırmıyorum. Fotoğraf/Video koymak isterdim ancak sahibi izin vermiyor nazar değer diye. Bende saygı duyuyorum.

Bu sırada sonunda istediğim oyunları aldım. (Code Realize, Persona 4 ve Virtue's Last Reward) İlk olarak Code Realize'dan başladım. Çünkü son birkaç aydır "Otome oynamak istiyorum." diye geziniyordum. (İnternetten illegal yollarla başka oyunlara bakmayı denedim ama ı-ıh olmadı.)
Oyunun gidişatı.. Fena değil?
Fran'in route'una girmeye çalışıyordum ancak Impey'nin route'una girdim galiba? Bilmiyorum... Fran ile bayağı yakın gibiydik..

Pekala, son rastgele şey!
Sonunda dün (ayın 9'u) Gölge'yi veterinere götürdük. Aslında kontrol amaçlıydı ama iç parazit falan da yaptırdık. Bayağı ekşınlıydı çünkü kasa yapıldığından -yada kas altı?- Gölge'nin bayağı canı yandı, ortalığı bir miktar birbirine kattı yani. Neyse ki sonradan gönlünü aldık.
Bir de bacağının arka tarafında topaklanma vardı, Gölge tam bir pislik olduğundan orayı taramama izin vermiyordu. O yüzden veterinerden rica ettik, orayı da çözdüler. (Yardımcı kıza tısladı bir de, saykodeli..)
Veterinerde ki herkes hayran kaldı bu arada Gölge'ye, gözlerinin çok anlamlı baktığını falan söylediler.

Gölge Fan Club büyüyor!
Dünyayı ele geçirmemize çok az kaldı!

Her neyse, son olarak Gölge'nin bir fotoğrafını koyup bu yazıya son veriyorum. (Not; Daha kaliteli fotoğraflar için Instagram hesabı var Gölge'nin, oradan takip edebilirsiniz. @golgethecat
Umarım yaşadığımı öğrenenler mutlu olmuşlardır. Hayatımı tam anlamıyla yola koyduğumda daha düzgün yazılarla gelebileceğimi umuyorum.
Kendinize iyi bakın, bir sonraki yazıda görüşürüz~!